...

Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsü

Eserleri

1. Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi

Tanınmış kişilerin, tarikat büyüklerinin ve bilhassa veli kabul edilen kişilerin yaşamlarını, hikmetli sözlerini, üstün özelliklerini, dilden dile dolaşan menkıbe ve kerametlerini anlatan eserlere velâyetnâme denir. Velâyetnâmeler, sözlü gelenek içerisinde ortaya çıkarak oluşumunu tamamladıktan sonra yazılı eserler hâline gelmişlerdir. Menâkıpnâme de velâyetnâme gibi tarikat kurucularının, velilerin ve diğer dinî şahsiyetlerin hayatlarını, kerametlerini, olağanüstü hâllerini anlatmak için yazılan eserlere verilen bir diğer kavramdır. Bektaşi geleneğinde bu tür eserler genellikle velâyetnâme/vilâyetnâme olarak adlandırılmıştır.

İslam dünyasında, tasavvuf akımının görülmeye başladığı IX. yüzyıldan itibaren ve tarikatların teşekkül ettiği XI. yüzyıldan beri, bir velinin kerametlerini anlatan kısa hikâyeler anlamına gelen menkıbeler ortaya çıkmıştır. Bu menkıbeler, ilk olarak tasavvufi biyografi kitaplarında ve evliya tezkirelerinde yer almıştır. Sonraki zamanlarda ise bir veli hakkındaki menkıbeleri toplayan ve kendilerine menâkıp, menâkıpnâme, vilâyetnâme veya velâyetnâme denilen müstakil eserler meydana gelmiştir. Tarikatların gelişip yaygınlaşması ile birlikte müritlerin yetişmelerine katkıda bulunmak ve halka tarikatların kurallarını öğretmek amacıyla tarikat pîrlerinin hayatları ve kerametlerini anlatan velâyetnâmeler, İslâm öncesi devirlerden kalma bazı efsane ve mit motifleri de eklenerek zenginleşmiş eserlerdendir.

Bektaşi tarikatı ve geleneği çevresinde, birçok velâyetnâme kaleme alınmıştır. Bu velâyetnâmeler manzum, mensur veya manzum-mensur karışık olarak yazılmışlardır. Bu eserler, Velâyetnâme-i Hacı Bektaş-ı Velî, Velâyetnâme-i Hacım Sultan, Velâyetnâme-i Abdal Musa, Velâyetnâme-i Seyyid Ali Sultan ve Velâyetnâme-i Otman Baba’dır.

Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi, bu velâyetnâmeler içerisinde en çok bilinen ve tanınan eserdir. Bektaşi geleneğinin pîri, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin hayatı, kerametleri ve erkânı Velâyetnâme’nin konusunu oluşturmaktadır. Hacı Bektaş Veli’nin soyu, doğumu ve Horasan’daki çocukluğunu anlatarak başlayan Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi, onun Ahmet Yesevî’ye intisabı, Anadolu’ya gönderilmesi, Anadolu’ya gitmek üzere yola çıkması ve Sulucakarahöyük’e (Hacıbektaş) yerleşerek burada dergâhını kurması, çevredeki Türkmenler ve gayrimüslimler arasındaki faaliyetleri, dönemin siyasî otoriteleri ve diğer sûfîler, ahîler ve medrese mensuplarıyla münasebetlerine değinerek devam eder. Eser, Hünkâr’ın vefatı sırasında ve vefatından sonra gerçekleşen mucizeleri anlattıktan sonra onun halifelerinin gittikleri yerlerde İslam’ı yayma faaliyetlerini naklederek son bulur. Hacı Bektaş Veli’nin müritleri tarafından bir araya getirilen ve menkıbelere dayanan eser, Velâyetnâme-i Hacı Bektaş-ı Velî, Vilâyetnâme-i Hacı Bektaş-ı Velî, Menâkıb-ı Hünkâr Hacı Bektaş-ı Velî, Vilâyetnâme-i Hacı Bektaş Velî-i Horasânî gibi adlarla anılmaktadır.

Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi’nin birçok yazma nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalar, manzum, mensur veya manzum-mensur karışık olarak yazılmıştır. Farklı şekillerde yazıya geçirilmiş olan bu nüshalar, kütüphanelerde ve hususi ellerde bulunmaktadır. Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi’nin manzum ve mensur nüshalarının yazarı olarak, Süflî Derviş mahlası ile bilinen Musa b. Ali ve Firdevsî-i Tavîl (Uzun Firdevsî) bilinmektedir. Velâyetnâme’nin yazılış tarihi ise Abdülbaki Gölpınarlı’nın öne sürdüğü 1481-1501 yılları arasında olabileceği muhtemeldir. Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi’nde anlatılan konular, çeşitli yer isimleri ve birçok nüshada II. Bayezid’den yaşayan bir hükümdar olarak söz edilmesi, Gölpınarlı’nın haklılığını ortaya koymaktadır. Velâyetnâme’nin çeşitli tarihlerde ve farklı yerlerde bulunan pek çok nüshası vardır. Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nde, sekiz Velâyetnâme nüshası bulunmaktadır. Bunlar, kütüphanede farklı numaralar ile kayıt altına alınmıştır. Bu nüshalar daha sonra, “Hacı Bektaş Velî’ye Ait Eserlerin Basım ve Yayımı Projesi” kapsamında, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Merkezi Arşivi’nde de kayıt altına alınmıştır.

2. Makâlât

Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen ve içerdiği tasavvufî konular dolayısıyla en önemli eserlerden biri olarak kabul edilen Makâlât, Arap alfabesi ile yazılmış olup Arapça bir eserdir. Makâlât, “makaleler” anlamına gelmektedir. Hepsi tasavvufî konularda yazılmış olan müstakil risalelerden oluşan eserin Türkçeye çevrilmiş birçok nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalar, manzum veya mensur olarak farklı şekillerde yazılmışlardır. Ancak eserin aslı, Arapça nesirdir.

Makâlât, Türk tasavvufunun en önemli konularından olan “Dört Kapı Kırk Makam” anlayışını temel almaktadır. Eser, besmele, hamdele, salvele ile başlamaktadır. Devamında, Hacı Bektaş Veli’ye övgüler yer almaktadır. Dinî, tasavvufî ve ahlakî birçok konuyu ele alan eserin nüshadan nüshaya değişen bölümleri bulunmaktadır. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “Hacı Bektaş Velî’ye Ait Eserlerin Basım ve Yayımı Projesi” kapsamında, Makâlât bölümünü hazırlayan Ömer Özkan ve Malik Bankır’ın esas aldığı Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Hacıbektaş 71 numaralı nüshaya göre eserin bölümleri şu şekildedir:

Mukaddime, Bâb-ı Evvel (Bâb-ı Şerîat), Bâb-ı Tarîkat, Bâb-ı Ma’rifet, Bâb-ı Hakîkat, Bâb-ı Tevhîd, Bab-ı Seytân Ahvâlin Beyân İder, Bâb-ı Tevhîdü’l-Ma’ârif, Bâb-ı Âdem Yaradıldugın Beyân İder, Bab-ı Âdem.

Makâlât’ta “şerîat”, “tarîkat”, “marifet” ve “hakîkat”ten oluşan Dört Kapı ile her bir kapının içerisinde yer alan onar makamı ifade eden Kırk Makam işlenmektedir. Eserde, her bir makamla birlikte bir sonraki makama ulaşmak için neler yapılması gerektiği de anlatılmaktadır. Her makamın eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Makamlardan biri eksik bırakıldığında imanın tamam olmayacağı dile getirilmektedir. Makâlât’ta ayrıca iman konuları, imanın amelle güçlendirerek takvalı olma meselesi, nefsi terbiye ederek pek çok güzel ahlakî özelliğe sahip olmak ve Allah’tan hiçbir zaman ümid kesmemek gerektiği, akıl hususuna özel vurgu yapmak, dua ile Allah’a ulaşılabileceği, şehitliğin yüksek bir mertebe olduğu gibi iman, ibadet ve ahlak ile ilgili farklı konuları da içermektedir.

Eserde, amacına uygun olarak didaktik (öğretici) bir üslup ve akıcı bir anlatım tercih edilmiştir. Anlaşılması zor konular, sohbet havası içerisinde somut örneklerle daha açık ve anlaşılır hâle getirilmiştir. Anlatılmak istenen düşünceyi desteklemek için çeşitli hikâyeler ve örnekler yer almaktadır. Eser, baştan sonra bir sohbet havası içerisinde devam ekmektedir. Çeşitli dinî ve tasavvufî konuların oldukça geniş biçimde ele alındığı Makâlât’ın en önemli özelliği, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin fikirlerinin tespitinde kullanılacak asıl kaynaktan biri olmasıdır.

3. Kitâbü’l Fevâid

Hünkâr Hacı Bektaş Veli’ye ait olduğu kabul edilen Kitâbü’l Fevâid, Arap alfabesi ile yazılmış Farsça bir eserdir. Dinî, tasavvufî ve ahlakî öğütler içeren eser, manzum-mensur karışık olarak yazılmıştır. Fevâid, Arapça olan fayda (fâ’ide) kelimesinin çoğuludur ve faydalar, menfaatler, yararlı bilgiler anlamına gelmektedir.

Kitâbü’l Fevâid (Faydalar Kitabı), bütünüyle Hacı Bektaş Veli’ye ait olan sözlerden oluşmamaktadır. Eserde, Hünkâr’dan çok sonra yaşamış olan kişilerin bile sözleri yer almaktadır. Böyle olmakla birlikte Fevâid kitabı, Makâlât ve Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen diğer eserlerle, dil ve üslup bakımından büyük benzerlikler göstermektedir. Bu benzerlikler de eserin Hacı Bektaş Veli’ye ait olabileceğini güçlendirmektedir. Makâlât adlı eserde yer alan “Dört Kapı, Kırk Makam” anlayışı, Kitâbü’l Fevâid’de de ele alınmıştır. Kitâbü’l Fevâid’in sekiz nüshası bulunmaktadır. Bunlar, Atatürk Kitaplığı, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi ve Arnavutluk Devlet Arşivleri Osmanlı Yazmalar Kataloğu’nda olup farklı numaralarda kayıtlıdırlar.

4. Besmele Tefsiri

Yüce Allah’ın insanlara en büyük ihsanı olan Besmele, hemen hemen bütün mutasavvıflar tarafından şerh edilmiştir. Besmele, sadece kıraat ve fıkıh kitaplarında değil Fâtiha Sûresi'nin ilk ayeti olmasından dolayı bütün Fâtiha tefsirlerinde ve müstakil olarak Besmele Tefsirleri'nde yer almaktadır. İslamiyet’te, her işe Besmele ile başlanması tavsiye edilmektedir. Çünkü Besmele’de, Allah adıyla birlikte O’nun, esirgemek, bağışlamak, korumak, acımak, merhamet etmek anlamlarına gelen Rahmân ve Rahîm sıfatları bulunmaktadır. Bu nedenle her mümin, işlerinin başında Besmele’yi okur. Hünkâr Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen Kitâb-ı Tefsîr-i Besmele Ma’a Makâlât-ı Hâcı Bektaş adlı eser, Allah’ın, Rahmân ve Rahîm adları üzerinde durarak her işe Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm ile başlamanın faziletlerini ve yararlarını anlatmaktadır. Besmele Tefsiri, Arap alfabesi ile yazılmış Türkçe bir eserdir. Mensur olarak kaleme alınan ve Makâlât ile birlikte istinsah edilmiş olan Besmele Tefsiri, Manisa Kütüphanesi’nde Kitâb-ı Tefsîr-i Besmele Ma'a Makâlât-ı Hâcı Bektaş adı ile 3536 numarada kayıtlı olup, Cafer bin Hasan tarafından 827/1423 tarihinde istinsah edilmiş otuz varaklık tek nüshadır.

Hacı Bektaş Veli, eserine besmele, hamdele ve salvele ile başlar ve eserini âhiret ve din yolunu başarmaya yardımcı olsun diye yazdığını söyler. Eserin sonunda ise dilerse üç yüz tabak Bağdâdî kâ ğıtla Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm’in açıklamasını yazabileceğini söyler fakat bu kadarının kâfi olduğunu belirtir ve eserini, “Doğrusunu Allah bilir” şeklinde kendi acizliğini ve Allah Te’âlâ’nın sonsuz bilgisini hatırlatarak sonlandırır. Eserin amacı, besmelenin her an ve her yerde, sık sık söylenmesine teşvik etmektir. Ana teması ise Allah’ın bağışlayıcılığı ve affediciliğidir. Hacı Bektaş Veli, Besmele Tefsiri’nin tamamında, insanlara Allah’ın Rahmân ve Rahîm isimleri ekseninde O’ndan ümit kesmemelerini öğütlemiştir. Allah’ın rahmetinin genişliğini anlatabilmek için O’nun kullarını bağışlamasının hiçbir sebebe bağlı olmadığı vurgulanmıştır.

Eserde, Hz. Peygamberin miraçta yaşadığı hadiseler de vardır. İşlediği konular gereği konuşmalar, Hz. Peygamber ile Allah arasında geçmektedir. Allah’ın birliği, lütfu, bağışlayıcılığı, cömertliği gibi konuların, halk arasında daha iyi anlaşılabilmesi için sözün geldiği yerde verilmek istenen bilgi ve duygu bazen âyetler ve rivâyetler ile bazen de latifeler veya hikâyeler ile verilmeye çalışılmıştır.

5. Fâtiha Sûresi Tefsiri

Fâtiha Sûresi Tefsiri, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen eserler arasında yer almaktadır. Eser, Kuran-ı Kerîm’in ilk sûresi olan Fâtiha’nın kelime kelime tefsirinden oluşmaktadır. Eski Anadolu Türkçesi ile yazılan eser, o dönem göçer aşiretlerin anlayabileceği sade bir dille açıklanmıştır. Fâtiha Sûresi Tefsiri, içerdiği konular ve üslup bakımından Besmele Tefsiri ile benzerlikler göstermektedir. Besmele Tefsiri’nde olduğu gibi Fâtiha Sûresi Tefsiri girişinde de Miraç hadisesine telmih yapılmıştır. Her iki eserde de zaman zaman âyetlerden ve hadislerden alıntılar yapılmıştır.

Fâtiha Sûresi Tefsiri’nin bulunduğu yazmada, eserin başında “Sultân el-Hacı Bektâşu’l-Horasânî rahmetullâhi aleyh ol dîn çerağı îmân nûrınun bağı erenlerün turağı şöyle beyan kılur kim” ifadelerinin yer alması ve Besmele Tefsiri ile benzerlikler göstermesi, eserin Hacı Bektaş Veli’ye ait olduğunu göstermektedir.

Fâtiha Sûresi Tefsiri’nin üç nüshası bulunmaktadır. Bunlar, İngiltere, British Museum Library’de, Süleymaniye Kütüphanesi’nde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı’nda yer almak tadır.

6. Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye

Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelîmât-ı Ayniyye, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’ye ait olduğu kabul edilen bir eserdir. Dili, üslubu ve ele aldığı konular bakımından, Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen eserler arasında önemli bir yere sahiptir. Eser, öğretici bir tarzda kaleme alınmış olup, sanatlı söyleyişten uzak, soru-cevap şeklinde yazılmıştır. Arap alfabesi ile yazılan eserin dili Farsçadır ve manzum-mensur karışık olarak yazılmıştır. Dinî, tasavvufî ve ahlakî konularda sorulan sorulara oldukça yalın ve anlaşılır bir biçimde cevaplar verilmiştir. Konular, ilgili ayetler, hadisler ve İslam büyüklerinin sözleriyle desteklenmiştir.

Hacı Bektaş Veli, Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelîmât-ı Ayniyye’de öğütlerini vermekte ve insanın kendisini arındırması, dervişin yapacakları, akıl, iman, bilgi, yaratılış, şeyh, mürit ilişkileri gibi birçok konuya girerek bunları soru-cevap şeklinde açıklamaktadır. Ayrıca, Makâlât’ta olduğu gibi Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelîmât-ı Ayniyye’de de “Dört Kapı, Kırk Makam” anlayışı üzerinde durmaktadır.

Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen diğer eserler gibi bu eser de onun bir öğrencisi, ardılı tarafından daha sonraki dönemlerde onun adına kaleme alınmıştır. Eser, Hacı Bektaş Veli’nin sohbetleri sırasında verdiği değerli bilgilerden ve nasihatlerden oluşmaktadır. Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelîmât-ı Ayniyye’de öncelikle anlatılmak istenen kavramlar verilmekte, daha sonra bunlar sırası ile açıklanmaktadır.

Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelîmât-ı Ayniyye’nin iki nüshası bulunmaktadır. Bunlar, İran İslam Şûrası Kütüphanesi’nde ve İstanbul Belediye Kütüphanesi’nde yer almaktadır. Her iki nüshanın hemen ardından Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen başka bir eser olan Kitâbü’l Fevâid adlı eser başlamaktadır.

Kaynakça: Baharlu, İ. vd. (2024). Serçeşme’den Katreler (Temel Değerler Bağlamında Hacı Bektaş Veli ve Özlü Sözleri). Ankara: Net Kitaplık Yayıncılık (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yayınları: 45).